ismail tosun

  • 7085
  • +

Adıyaman Tabip Odası 

Aile Hekimliği


Fotoğraflarım

Bazen su olmak lâzım, sessiz sakin...
Bazen sel olmak lâzım, öfkeli ve hırçın.
Bazen mum alevi olmak lâzım,
Sabırla tükenmeyi bekleyen.
Bazense volkan olmak lâzım,
Önüne gelen her şeyi hızla tüketen.
Kimine su olacaksın, kimine sel.
Kimine mum olacaksın kimine volkan.
Ama kimseye asla kul olmayacaksın,
Yüce yaradan dururken......................................cy.

Bazen su olmak lâzım, sessiz sakin...
Bazen sel olmak lâzım, öfkeli ve hırçın.
Bazen mum alevi olmak lâzım,
Sabırla tükenmeyi bekleyen.
Bazense volkan olmak lâzım,
Önüne gelen her şeyi hızla tüketen.
Kimine su olacaksın, kimine sel.
Kimine mum olacaksın kimine volkan.
Ama kimseye asla kul olmayacaksın,
Yüce yaradan dururken......................................cy.

1700 Yıllık Speyer Şarabı

Almanya’nın Speyer kentinde bulunan Pfalz Tarih Müzesi’nde, yaklaşık 1700 yaşında olduğuna inanılan, açılmamış bir şarap şişesi duruyor.

Bu şişenin içeriği, en hafif tabiriyle biraz şüpheli görünüyor; ancak mikrobiyal ölçekte, dokusu midenizi bulandırsa bile sizi gerçekten hasta etmeyebilir.

Römische Wein von Speyer veya Speyer Şarabı, 1867’de bir Roma mezarında bulundu. Şişenin sıvı içeriğini korumadaki başarısının bir kısmı, mantar yerine mumla kapatılmış olmasına dayanıyor. Aksi takdirde, içindeki “şarabı” olduğu gibi serbest bırakarak uzun zaman önce çürümüş olurdu.

Şişenin içindeki sıvıya “şarap” demek biraz zor, çünkü yaklaşık 1700 yıl boyunca, sıvı muhtemelen tüm alkollü niteliklerini tamamen farklı bir üzüm içeceği oluşturma noktasına kadar kaybetmiş olmalı.

Bununla birlikte, herkesin onu açmaya biraz korktuğu gerçeğinden dolayı, henüz kimse şişenin ne içerdiğini kesin olarak belirleyemedi.

Şarapta yaşayan bir çeşit cini serbest bırakma ihtimalinin yanı sıra (şaka 😅), Speyer şarabını açma konusundaki tereddüt, uzmanların sıvının bu deneyime dayanıp dayanamayacağından emin olmaması.

Depolamadan sorumlu departmanın başkanı Ludger Tekampe, “Şişenin içine hava girerse ne olacağı belli değil” diyor. Tekampe’ye göre, şişenin inanılmaz yaşına rağmen içeriği oldukça sağlam.

Şişenin içeriğini korumak için kullanılan kalın bir zeytinyağı tabakası, burada işe yaramış görünüyor. Görünüşe göre bu zeytinyağı, şişedeki sıvı içeriğin, gerçek şaraptan daha fazlasını oluşturuyor.

Oldukça süslü 1,5 litrelik şişe, yunustan ilham alan kulplarla süslenmiş ve MS 325 yılına kadar uzandığı tahmin ediliyor. Bir Roma mezarında saklanan mezar eşyası olarak, birkaç parçalanmış şarap şişesinin yanında keşfedildi.

Speyer şarabıyla ilgili ilginç olan şey, patojenler söz konusu olduğunda, aslında bunu içmenin güvenli olabileceği.

Profesör Monkia Christmann, “Mikrobiyolojik olarak muhtemelen bozulmamıştır, ancak damağa güzel gelmeyebilir” diyor.

Yıllanan şarap, çabuk bozulan bir sıvı olmasına rağmen kalitesini artırabilir; içerdiği şekerleri, asitleri ve tanenleri şişenin içinde demlendirmek için biraz zaman vermek, ağızda bıraktığı tadı ve aromayı daha iyi hale getirebilir.

Üzüm çeşidinden şarap yapım metodolojisine kadar her şey, belirli şarapların içme deneyimini iyileştirmede, yıllandırmanın ne kadar başarılı olabileceğini belirleyebilir, ancak muhtemelen en köklü bağcılar için bile 1700 yılın bu başarıyı zorlayacağı söylenebilir.

Kaynaklar: IFL Science (10 Ocak 2023), Arkeofili

Atatürk’ün Açılışını Yaptığı Son Fabrika

Bugün, temeli 28 Kasım 1935’te, dönemin başbakanı İsmet İnönü ve İktisat Vekili Celal Bayar tarafından atılan, Bursa Merinos Fabrikası’nın 2 Şubat 1938’de, Atatürk tarafından açılışının yıldönümü.

Sümerbank’a bağlı olarak kurulan tekstil fabrikalarından, Gemlik Suni İpek Fabrikası ile Bursa Merinos Yünlü Sanayi Dokuma Fabrikası’nın, Türkiye’nin ilk sanayileşme atılımları çerçevesinde farklı bir yeri vardı; fabrikaların açılışları, Atatürk’ün yaptığı son açılışlar olmuştu.

Atatürk, Yalova’dan hareket ederek, önce Gemlik’teki fabrikanın açılışını yapmış, geceyi Bursa Çelik Palas’ta geçirmiş ve ertesi gün Merinos Fabrikası’nın açılışını gerçekleştirerek onur defterine şöyle yazmıştı: “Sümerbank Merinos Fabrikası, çok kıymetli bir eser olarak millî sevinci arttıracaktır. Bu eser yurdun, hususiyle Bursa bölgesinin endüstri inkişafına ve büyük millî ihtiyacın giderilmesine yardım edecektir”.

Celal Bayar, yaptığı açılış konuşmasında; “Reisicumhurumuz, Şefimiz Atatürk’ün emirleri ile size hitap ediyorum. Bundan iki sene evvel, Atatürk rejiminin kıymetli evladı İsmet İnönü’nün azimkar ve kudretli eli ile temeli atılmış bu fabrikanın açılışını, büyük bir sevinç ile yapıyorum” demişti.

Cumhuriyet tarihinin sembol işletmelerinden biri olan fabrika, Nuri Demirağ tarafından, zamanının en gelişmiş teknolojisiyle iki yılda tamamlanmıştı. Devlet tarafından yurtdışında eğitilmiş Türk mühendislerin görev aldığı kuruluş, 1650 çalışanı ile, 24 saat aktifti. İplik üreten işletme, 1944’te dokuma tesislerinin de ilavesiyle; Ortadoğu ve Balkanlar’ın en büyük entegre yünlü kumaş fabrikası olmuş, Avrupa’nın ise en büyük yünlü dokuma fabrikaları arasına girmişti.

1960’larda, Bursa ekonomisine en önemli katkıyı sağlayan kurum haline gelen bu işletme, 2004’te kapatıldı; arazisi ise Büyükşehir Belediyesi’ne bedelsiz devredildi. 1990’da açılmış olan ve eski fabrikanın çeşitli makinelerinden, çalışanların kimlik bilgileri ve fotoğraflarından oluşan müze de kaybolup gitti 😔

Kaynaklar: Sertaç Kayserilioğlu (NTV Tarih, Şubat 2011),

Adam kelimesinin karşılığıdır o.
Ağlamaz o, kızını gelinlikle görene kadar. Toktur çocukları doyana kadar. Onlar doyduğunda da en çok o yer. Çünkü en çok o çalışır en çok enerjiyi o harcar. Kötü roller de hep ona aittir. Yaramazlık yaptığımızda kızmak da onun görevidir.
“Bey şu oğluna/kızına bir şey söyle!”
Ama asla kendi egosu için kızmaz. Biz daha iyi olalım diye. Bizi korumak için. Damadını sevmez ona güvenene kadar. Her erkek kız babasına kanıtlamak zorundadır, kızına onun kadar iyi bakabileceğini kanıtlamak için. Serttir kaya kadar ama dışarıdan. Siz sımsıkı sarılsanız da o hep utangaçtır. Yüreğiyle sarılır sana, göremezsin ama bilirsin. Centilmenliği de değişiktir. Çiçek almaz belki lakin cebinde küçük kızına/oğluna hep çikolatası vardır. Kendi cebinde parası olmasa da senin cebine koyacak parası vardır her zaman. Gördüğünüz ilk ve en güçlü insan da odur. O Süpermendir, O beyaz atlı prenstir. Dağları bile kaldırabilir sizin için. “Seni babama söylerim.” ve “Benim babam senin babanı döver.” kalıplaşmış sözleri de buradan gelir. O kim mi?O adam benim Babam.!!!
Gizli kahramanlarımız babalarımıza ithafen................................a.

enterasan dinleyin bence

Hekim.Net

Close