Laron Sendromu
Tam olarak bilinmese de dünyada sadece 500 kişide olduğu düşünülen çoğu otozomal resesif kalıtılmakla birlikte nadiren otozomal dominant da kalıtılabilen nadir bir hastalıktır. Bulunan bu kalıtsal hastalık, GHR’nin hücre dışı kısmında şekillenen delesyon, anlamsız mutasyon, yanlış anlam mutasyonu, çerçeve kayması mutasyonu ve bağlantı mutasyonları nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Coğrafi olarak daha çok Akdeniz ve Orta Doğu bölgelerinde yaygınlık göstermektedir. Laron Sendromu, beşinci kromozomun kısa koluna yerleşmiş (5p13-p12) ve büyüme reseptörü diye de geçen growth hormon reseptörünü kodlayan GHR gendeki bir mutasyon sonucu growth hormon reseptörlerinde growth hormona(GH) karşı bir duyarsızlık belirmesi sonucu ortaya çıkar. Ayrıca, vücutta büyüme ile hücre büyümesi ve bölünmesini tetikleyen insülin benzeri büyüme faktörü (IGF-1) adlı hormon normalde growth hormon yoluyla sentezlendiği için Laron sendromlu kişilerde IGF-1 miktarı çok az oluyor, Sonuç olarak bu sendromdan etkilenen bireyler normal olarak büyüyemiyor ve cüce kalıyorlar.
SEMPTOMLAR:
* kısa boyluluk, küçük genital organlar ve gecikmiş puberte, akromikri, hipoglisemi ve diş anomalileri
* obezite, uyku bozuklukları, koklear işitme kaybı, düşük kalp kası genişliği ve düşük kalp debisi
* düşük IGF-1 ve GHBP ile yüksek GH düzeyleri
* Geniş ve çıkık alın, at eğeri burun, küçük yüz, küçük mandibula, seyrek saç, mavi sklera,
* dar orofarenks nedeniyle belirgin tiz ses
TEDAVİ:
Tek tıbbi tedavi seçeneği, rekombinant IGF-1'in günde bir kez enjekte edilmesidir. Enjeksiyon, hipogliseminin önlenebilmesi için günlük yemekle birlikte uygulanmalıdır. Yemekle enjekte edilmezse, IGF-1 hipoglisemiye yol açabilir. 1990 yılından beri rh-IGF-1 terapisi ile ilgili çalışmalar yapılmaktadır ve rh-IGF-1 2005 yılında US FDA tarafından onaylanmıştır. Dünya çapında en az 500 hasta olduğu tahmin edilmekte ve maalesef sadece birkaçı tedavi görmektedir. Erken dönemde yani küçük yaş grubunda tedaviye başlananlarda büyüme hızının daha iyi olduğu gösterilmiştir. Obezite, su tutma, intrakraniyal hipertansiyon, taşikardi ve aritmi, IGF tedavisinin yan etkilerinden bazılarıdır.
NOT: Yani IGF-1 aynı zamanda hücresel döngüde hücre proliferasyonunu ilerletir, regüle eder ve apoptozisi inhibe eder. Tüm bu etkiler hücresel döngüde mutasyona uğramış hücrelerin devamlı bölünmesine olanak sağlayarak kanser oluşumuna yol açar. Bu yüzden LS hastalarında IGF-1 eksikliğinden dolayı kanser oluşumu genellikle görülmemektedir.