Wilms tümörü
Genellikle 2-5 yaşlarında beliren malign böbrek tümörüdür.
- Olguların büyük bölümü sporadiktir.
- Tümörlerin %10’a yakını bilateraldir.
- Büyük karın kitlesi
- Hematüri
- Ağrı
- Hipertansiyon (renin üretimi)
- İleus
Prognoz: Malign olmasına karşın prognoz iyidir; cerrahi ve onkoterapi kombinasyonuyla sağkalım oranı %90’nın üzerine ulaşabilmektedir. Anaplastik olgulardas prognoz kötüleşir.
Genetik: Wilms tümörünün germline mutasyonları ile ilişkili olduğu varsayılmaktadır (kromozom 11p'yi içeren malformasyon sendromları ile ilişkilidir):
- WAGR sendromu: Wilms tümörü, aniridia, genital anomaliler ve zeka geriliği ile karakterize, kromozom 11p13 yitirilmesinin (deletion) neden olduğu bir sendromdur
- Denys-Drash sendromu: Genetik anomali, WT1 geninde DNA bağlanmasını etkileyen baskın bir negatif mutasyondur. Hastaların %90’ında Wilms tümörü ya da gonadoblastoma gelişir.
- Beckwith-Wiedemann sendromu: Wilms tümörü riskinin yüksek olduğu bir sendromdur.
- Sporadik Wilms tümörlerinin %10'undan azı WT1 mutasyonları ile ilişkilidir ve bu da başka tümörojenik yolakların olduğunu gösterir. Sporadik tümörlerin% 10'unda, β-katenindeki edinsel mutasyonlar rol oynar.
Morfoloji: Wilms tümörleri, yumuşak, büyük, iyi sınırlanmış böbrek kitleleridir. Nefrogenezi andıran 3 fazlı histolojik aşamalar içerirler:
- (1) Blastema evresi
- (2) Olgunlaşmamış stroma evresi
- (3) Tubulus gelişimi evresi
Nefrojenik artıklar Wilms tümörlerinin varsayılan öncü lezyonlarıdır ve tek taraflı tümörlerin %40'ına komşu renal parankimde de görülürler. Bu sıklık bilateral Wilms tümörlerinde yaklaşık% 100'e yükselir, böylece tek taraflı Wilms tümör rezeksiyonunda yatan bulguların tanımlanması, kotralateral tarafta bir malignite için dikkatli bir şekilde izlemeyi zorunlu kılar.