Granüllü hücreli myoblastoma (Abrikossoff tümörü)
Büyük bölümü baş-boyun bölgesi (özellikle ağız boşluğu) yerleşimi gösterir. Genellikle soliterdir, multipl tümörlerin saptandığı olgulara rastlanabilir. 20 yaşından sonra ve kadınlarda görece sıktır.
Ağız mukozasındaki tümörler genellikle dil, yanak ve damakta oluşur. Üzeri düzenli bir mukoza ile örtülü, 2-5 cm çapında, yuvarlakça, soliter bir nodül yapar. Multipl nodülleri olan hastalara da rastlanabilir.
Mikroskopik incelemede, yüzeyi örten çok katlı yassı epitelde psödoepitelyomatöz hiperplazi görülür. Bağ dokusu içinde belirgin bir kapsülü olmayan tümör saptanır. Tümör hücrelerinin geniş-poligonal sitoplazmaları, yuvarlakça-oval küçük çekirdekleri vardır. Çekirdeklerin kromatin yapısı ince bir ağ gibidir, nukleolus görülür. Tümör hücreleri arasında sinsityal bağlantılar bulunabilir. Hücre sitoplazmaları eozinofil granüller ile doludur. Sitoplazma içinde düzenli dağılım gösteren granüllerin bazı alanlarda kümeleştiği izlenir. İnce yapılı granüller genellikle koyu eozinofil ve PAS(+), iri ve kaba granüller ise daha soluk boyanır.
S-100 pozitif boyanmış bir Abrikossoff tümörü olgusu
Tümörün kökeni tartışmalıdır; myoblastlar, nörinal hücreler, fibroblastik hücreler ve histiositlerle ilgili araştırmaların sonuçları arasında görüş birliği sağlanamamıştır. Marker'larla incelenen kesitlerdeki S100, NSE, CD68, vimentin ve inhibin alfa pozitif bulunması, tümörün kökeni konusundaki tartışmalara yeterince katkıda bulunmamaktadır. Değişik kaynaklı hücrelerin belirli bir yöndeki tümöral gelişmesi, morfolojik olarak birbirlerine benzeyen tümörler yapmaktadır. Bu duruma göre, granüllü hücreli myoblastoma özgün bir tümör değildir, granüllü hücrelerden oluşan tümörler için geçerli olan ortak bir nitelemedir. Tedavisinde eksizyon uygulanır. Düzenli bir kapsülü olmadığından cerrahi sınırları geniş tutulmayan tümörlerde residiv görülür.