Şifacı
Bugün sizlere Sürrealist akımın en güçlü isimlerinden biri olan Rene Magritte’nin 1937 yılında Freudyen bir sembolizm ile yaptığı ‘Şifacı’ adlı eserinden bahsedeceğim.Sürrealist sanatçılar rüyaları ve psikanalizi temel alarak resimler yapmayı tercih ederler. Psikanaliz yöntemine göre İnsanın; gizli kalmış, bilinç düzeyine çıkamamış, istek ve düşünceleri bilinç altında gizlidir.Bu gizli bölüme ancak; rüyalar, hipnoz ya da yarı rüyalı dönemler sayesinde girilebilir. Bu anlamda Sürrealizm; rüyaların, en derin duyguların ve imgelerin dışa vurumdur.Sürrealist anlatımda gerçek dünyanın normal olayları ve objeleri bulunabilir, ancak olaylar ve objeler arasında fizik ötesi, fantastik olağan dışı bağlar ve ilişkiler bulunabilir. Yani alakasız nesneler, alakasız ortamlarda bir araya gelebilirler. Tıpkı rüyalarımız gibi...
Gördüğümüz eserde, bastonundan yola çıkarak yaşlı olduğunu tahmin edebileceğimiz bir figür var. Diğer elinde de içi dolu bir torba tutuyor. Bu yaşlı adamın göğsünün kafesten oluştuğunu görüyoruz. Kafes, Freudyen sembolizmde baskılamanın, bastırılan duyguların bir sembolüdür.Yaşlı adamın belden yukarısının kafesten oluşması onun bastırılmış bir yönü olduğunu vurguluyor. Kafesin içinde ise iki beyaz kuş figürü var. Bunlar erkek cinselliğinin bir sembolüdür.Burada bedensel arzularından dünyevi zevklerden arınmış yaşlı bir adam görüyoruz. Omuzlarındaki kırmızı örtü, her birimizde bulunan ve kendimi, gerçek benliğimizi, içimizi, en derin arzularımızı örten ve onu diğer insanlardan koruyan örtüdür.Ancak yaşlı adamın örtüsü artık açılmıştır. Onun çekinecek bir şeyi yoktur. Sırlar ve arzular için çok yorgun ve yaşlıdır. Kafasındaki şapka ise ailenin bir sembolüdür. Çoğu Sürrealist ressam şapkayı bir baba figürü ya da baskın bir gücü temsil etmek için kullanırlar.Burada gördüğümüz bu figür ailesinin baskısı ve vicdan duyguları nedeniyle içindeki kafesin kapısını hiç bir zaman açmamış ve içindeki kuşlara özgürlük tanımamıştır.
Kuşlara bakın, neredeyse kafesin kapısını kendileri kapatacaklar. Çünkü o kafesin dışına çıkarlarsa uçamayacak ve ölecek gibidirler. Kuşlar için kafesin kapısının açık olması hiçbir anlam ifade etmemektedir.Yaşlı adam kendini örten örtüleri çok geç kaldırmış ve kafesin kapısını çok geç açmıştır. Bu geç kalmışlığın Freudyen bir dille ve Sürrealist bir görsellikle dışavurumdur. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Sanatla kalın...