Badem Çiçekleri
Herkese merhaba. Bugün sizlere Vincent Van Gogh'un 1890 yılında yaptığı ve günümüzde Amsterdam'daki Van Gogh Müzesinde sergilenen ''Badem Çiçekleri'' adlı eserinden bahsedeceğim. Van Gogh bu eseri yaptığında, genel olarak çok iyi bir dönemden geçmiyordu...Hollanda'dan Fransa'ya geldiğinde burada çok çeşitli ressam ve sanat akımıyla tanışıp üretkenliğini daha da arttıran Van Gogh, 1888 yılında kalbinde bir umut aklında bir fikir ile Arles'a gitti ve burada 'Sarı Ev' fikrini hayata geçirdi.Ancak işler planladığı gibi gitmemişti. Paul Gauguin'e hayran olan ressam, Sarı Evin dekorasyonu için yaptığı resimler hakkında onun eleştirilerini ve tavırlarını kırıcı buluyordu. İkili arasındaki gerginlik kulak kesme olayına kadar uzanacak, sarı ev kapanacak, Van Goghhastaneye yatacak, fikirler ve umutlar tamamen yok olacaktı. Kısa bir süre sonra da Saint Ramy bölgesinde bir akıl hastanesine yatmayı gönüllü olarak kabul etmişti. Resim yaparak iyileşeceğini düşünüyordu. Belki de bu yüzden en üretken ressamlardan biri oldu.Akıl Hastanesinde kalırken kimi zaman kendini iyi hissetse de kimi zaman da bulanık dönemler geçirir. Ancak 1890 yılında hayatta onu gerçekten dinleyen tek insan olan kardeşi Teo ona bir mektup gönderir. Teo'nun çocuğu olacaktır.Bu habere çok sevinen Van Gogh'un aynı zamanda ne denli duygusal yaklaşabileceğini de tahmin edebiliriz. Daha önceleri o da bir ailesi olsun istemişti. Çocukları seviyordu ve o da çocuğu olsun istemişti. Şimdi hayatta en değer verdi kişinin çocuğu olacaktı.Londra'da yaşarken ev sahibinin kızına aşık olmuştu Vincent... Kıza evlenme teklifi bile etmişti ancak kızın cevabı ağır olmuştu. Kahkahalar atmış ve koşarak uzaklaşmıştı teklif karşısında.
Kısa süre sonra Hollanda'ya gittiği zaman bu sefer kendinden yaş olarak bir hayli büyük olan ve 8 yaşında da bir çocuğu olan Kuzeni Kee Vos'a aşık olmuş ancak yine aşkına karşılık bulamamıştı.Kuzeninden sonra ise Sien adında bir fahişeye aşık oldu. Onunla yaşamaya başladı. Bu kadın da kendisinden büyüktü ve bir çocuğu vardı. Van Gogh bir dönem çocuğa mama alabilmek için boyalarını ve kömür kalemlerini satmaya çalışmıştı. Bir eve 'babalık' yapmaya çalışmıştı.Ancak rahip olan babası gelip de Sien'in bir fahişe olduğunu öğrendiğinde onları zorla ayırmış ve bu aşkın sonu Sien'in intihar ederek ölmesi ile sonuçlanmıştı...
Ardından yine kendisinden yaşça büyük olan Margot Begemen ile ilişki yaşamış ama yine ailesi yüzünden ayrılmışlardıYani anlatmak istediğim ya da hissetmenizi istediğim şu alasında. Van Gogh'da bir ailesi olsun istemişti ve muhtemelen Teo'dan müjdeli mektubu alıp okuduğu anda, size anlattığım bu olaylar onun gözünden de bir bir geçmiş olmalı...Sonunda bir doğum hediyesi yapmaya karar verdi. Bu bir resim olacaktı elbette. 27 yaşlarında resme başlayan ve neredeyse günde iki resim yapan, resim hayatı süresince toplamda 2000 resim yapan Van Gogh bu resim için hiç ama hiç acele etmiyordu...Teo'ya yazdığı mektuplarda da bunu belirtiyordu. Acele etmediğini, sabırla ve sakin çalışarak yaptığı en en güzel işinin bu olacağını söylüyordu. Van Gogh bir baba olamadı ama artık baba yarısıydı.
Bu küçük bebeğe ne kadar değerli olduğunu göstermek, onunla bağ kurmak istiyordu. Yaşadığı kötü bir yıl içinde böyle güzel bir haber almak belki de onun hayatta kalma süresini bir süreliğine uzatmıştı...
Tuvalinde daha önce pek kullanmadığı renkler katıyor ve sanatının en güçlü yanını kullanıyordu; basit şeyleri anıtsal figürlere dönüştürüyor, önemsiz görebileceğimiz şeylere mükemmel bir görsellik kazandırıyordu. Bizim için sıradan bir sandalye ya da bir vazo ayçiçeğionun sanatında kimi zaman kendi portresini kimi zaman da hayatın döngüsünü temsil eden anıtsal şeylere dönüşüyordu. Bu resimde de bu gücü görebilirsiniz. Hayatın uyanışını, başlangıcını hissedebilirsiniz. Çiçek açan, henüz başlangıç aşamasında olan bir hayat...Bir hayat başlarken biri de son bulmak üzereydi. Van Gogh kısa bir süre sonra intihar edecekti. Tabi bugün olayın intihar olmadığına, bir cinayet olduğuna dair yeni teoriler olsa da ben bu konuya girmeyeceğim.Van Gogh resmi bitirdiğinde bizzat teslim etmek için yola çıktı.Paris'e gider ve kendi elleriyle kardeşine teslim eder resmi. Teo onu salona, piayonun üzerine asar. Ancak Vincent bunu kabul etmez. Yatak odasına asılmasını ister. Çünkü bu resim daha özeldir. Aileyi temsil eden, duygu yüklü bir resimdir.Van Gogh hastaneye geri döner ve kısa süre sonra da Buğday Tarlasında kendini göğsünden vurmuş şekilde bulunacaktır. İntihar olayının gerçekleşmesinden kısa süre önce ise Teo'nun eşi Johanna'dan bir mektup alır.Mektupta; bebeğin sürekli olarak ''Badem Çiçekleri'' eserine baktığını, yeni açan çiçekleri izlerken büyülenmiş gibi göründüğünü yazmıştır. Sanırım Vincent Van Gogh için dünyanın tüm sanat eleştirmenlerinin övgüsünden daha büyük bir önemi vardır bu beğeninin...
Okuduğunuz için teşekkür ederim. Sanatla ve sevgiyle kalın...