TAKKECİ İBRAHİM AĞA CAMİİ
Uzun dönem Halvetî Tekkesi olarak kullanılan Takkeci Camii nin bânisi, 1500 lü yıllarda İstanbul'da Topkapı surlarının dibinde küçük bir kulübede yaşayan fakir bir takkeciymiş. Geçimini namaz takkeleri örüp, bunları satarak temin edermiş. Fakir olmasına rağmen, gönlü zengin, takvâ sahibi bir zatmış İbrahim Efendi. En büyük arzusu ise bir cami yaptırmakmış. Onun bu isteğini bilen arkadaşları, bazen ona takılırlarmış.
-İbrahim Ağa, neyle yaptıracaksın camiyi, ekmeği zor kazanıyorsun?
İbrahim Efendi ümidini yitirmez, devamlı dua eder, umulur ki derya tutuşa, dermiş. Cami yaptırma sevdası yüreğinde kor gibi yanarmış. Bir gece rüyasında bir zat, İbrahim Efendi'ye; Rızkın iki salkım üzümdedir, Bağdat'a git, diye akıl vermiş. Heyecanla uyanan İbrahim Efendi, tam 3 defa aynı rüyayı görünce, heybesine azığını koymuş, Bağdat'a giden kervanlardan birine katılmış.
Bağdat'a varınca bir handan içeri girmiş. Bir masaya oturup kuru ekmeğini yemeye başlamış. Onun yavan ekmek yediğini gören hancı, haline acıyarak kapının önündeki asmadan iki salkım üzüm kopartıp İbrahim Efendi'ye vermiş. O da üzümleri afiyetle yemiş. Tam kalkmak üzere iken Hancı, İbrahim Efendi'ye sormuş: — Nereden gelir nereye gidersin? İbrahim Efendi; —İstanbul'dan geliyorum, demiş. Bir rüya üzerine buraya geldim. Rızkımı yedim, şimdi tekrar İstanbul'a döneceğim. Bunu duyan Hancı;— Be adam, diye gülmüş. Rüyada görülen iki salkım için İstanbul'dan Bağdat'a gelinir mi? Ben kaç defa rüyamda, Takkeci İbrahim'in İstanbul Surdibi'ndeki ocağının altında iki küp altın gömülü olduğunu gördüm de İstanbul'a gitmedim.
İbrahim Efendi mesajı almış. Hemen İstanbul'a dönmüş ve ocağının altında gömülü altınları bulmuş. Bugün Topkapı'daki Takkeci İbrahim Ağa namı ile bilinen camiyi yaptırmış. Rüyasında haber verilen ve gidip Bağdat' ta yediği iki salkım üzümün hatırasını da çinilere işletmiş.