Kaliteli Uyku Kaliteli Yaşam
Uyku sorunları yaşayanlar, depresyona en yatkın kişiler oluyor. Uyku sorunları çocukluk yaşlarından yetişkinliğe uzanan bir çizgide her zaman yaşanabilmektedir. İleri yaş uykusuzlukları da bilinmektedir. Yaşam kalitesini bozan uyku sorunları kişinin iş başarısını düşürdüğü gibi insanı asabileştirebilmekte ve çevresi tarafından kaçınılan insan durumuna sokabilmektedir. Uykunun kaliteli olması yaşamında kaliteli olmasında önemli bir etken. Dublin Trinity College Üniversitesi'nde deneysel beyin araştırmaları profesörü Shane O'Mara az uykunun kötü sağlığa işaret ettiğini söylemenin zor olduğunu ancak bunların birbirini beslediğini söyledi. Bir dönem boyunca gecede bir ya da iki saat uyuma olarak tanımlanan kronik uyku eksikliği bilim insanları tarafından defalarca kötü sağlık koşullarıyla ilişkilendirildi.
Uyku eksikliği pek çok bozukluğun nedeni olarak gösteriliyor. Toplam beş milyon kişinin katıldığı 153 araştırma az uykunun diyabet, yüksek tansiyon, kalp hastalıkları ve obeziteyle bağlantılı olduğunu ortaya koydu. Araştırmalar bir kaç gece bile uykusuz kalmanın sağlıklı yetişkinleri prediyabetik duruma sokuyor. Orta dereceli uyku eksikliği bile bu kişilerin vücutlarının kan glükoz düzeyini kontrol etmelerine zarar veriyor. Uyku eksikliğinde aşılar işe yaramıyor ve bu bağışıklık sistemimizi bastırarak bizi enfeksiyonlara daha açık hale getiriyor. Bir araştırma yedi saatten daha az uyuyan kişilerin yedi saatten fazla uyuyan kişilerden daha fazla soğuk algınlığına yakalandığını ortaya koydu.Yeterince uyumayan insanların vücutlarında yüksek düzeyde açlık duygusuyla bağlantılı grelin hormonu salgılanıyor. Bu da obezite riskine neden olabiliyor.Uykusuzluğun beyin fonksiyonları hatta demansa yol açan sorunlarla bağlantılı olduğu düşünülüyor.Prof. O'Mara gün içinde beyinde toksik çöp biriktiğini ve vücuttan bu atıkların uyurken atıldığını söylüyor. Eğer yeterince uyumazsanız hafif bir beyin sarsıntısı haline girebilirsiniz.
İyi bir uyku fiziksel, ruhsal tamir ve yenilenmemiz için gerekli bir süreçtir. Bu yenilenme sağlanmadığında fiziksel belirtilerin yanında ruhsal olarak isteksizlik, motivasyon kaybı, sinirlilik, dikkat ve bellek bozuklukları ortaya çıkmaktadır. İnsomniyaklarda depresyon ya da diğer bir psikiyatrik bozukluk gelişme riski yüksektir. Bu kişilerde, insomni olmayanlara göre 3.5 yıl içinde depresyon gelişimi dört kat, anksiyete bozukluğu gelişimi iki kat, madde kötüye kullanımı ya da bağımlığı da yedi kat fazla görülmektedir. Diğer taraftan hemen her psikiyatrik bozuklukta uykusuzluk belirli ve yüksek oranlarda bir belirti olarak ortaya çıkmaktadır.
Uykusuzluğa karşı alınacak kişisel önlemler nelerdir?
- Sabah uyanınca yataktan çıkılmalı. Dinlenmek amacıyla uyumaya devam etmek dinlendirici olmadığı gibi uyku ritmini de bozabilir.
- Her sabah aynı saatte kalkılmalı.
- Gündüz uyunmamalı.
- Düzenli egzersiz yapılmalı ancak akşam saatlerinde heyecan oluşturacak aktivitelerden kaçınılmalı.
- Yatak odası; ses, ışık ve ısı yönünden korunmuş olmalı.
- Yatak odası uyku dışında, çalışmak için kullanılmamalı.
- Uyku saatine yakın yemek yenilmemeli.
- Kafeinli, alkollü, kolalı içeceklerden ve tütün kullanımından kaçınılmalı.
- Uyku gelmeden yatağa gidilmemeli, yatakta uyumaya çabalamamalı.
Kaynak:
https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-41805344
https://www.kimpsikoloji.com/uyku-ve-depresyon-arasindaki-iliski/
https://www.bayindirhastanesi.com.tr/blog/uykunun-yerini-hicbir-sey-tutmuyor-83