4 MAYIS 2019 ANKİLOZAN SPONDİLİT FARKINDALIK GÜNÜ- ANKİLOZAN SPONDİLİT NEDİR? ANKİLOZAN SPONDİLİT TEDAVİSİNDE NELER KULLANILIR?
Ankilozan Spondilit (AS) özellikle omurgayı etkileyen kronik, ilerleyici, ağrılı sebebi bilinmeyen romatizmal bir hastalıktır. AS genelde omurga eklemlerini tutarak bel boyun, sırt ağrısı ve sabah tutukluğuna neden olur. İlerleyen dönemde AS hastalarında bel ve boyun hareketleri tamamen kısıtlanarak omurga eğrilikleri, kamburluk ve yürüme bozukluğu da gözlenir.
AS’nin görülme sıklığı genellikle % 0.1-1.4 arasında değişir. Türkiye'deki sıklık oranı %0.5 olarak saptanmış olup ülkemizde 350-400 bin AS'li olduğu söylenebilir. AS'nin 8-45 yaş arasında başlayabileceği bilinse bile genellikle 15-30 yaş arasında, en sık olarak da 24 yaşında başladığı belirlenmiştir. AS erkeklerde kadınlara oranla 3 kat daha fazla görülür. Türkiye’de tanı gecikmesi ortalama 8 yıldır.
Toplumsal farkındalık yaratmak amacıyla Dünya AS Hastaları Federasyonu (ASIF) 1988’de her yıl mayıs ayının ilk cumartesi günü Dünya Ankilozan Spondilit Günü olarak kabul etmiştir.
AS’nin en sık görülen belirtisi sabah tutukluğu ile birlikte olan hareketlerle azalan bel ağrısıdır. 40 yaş öncesinde başlayan, 3 aydan daha uzun süre devam eden, aniden değil yavaş yavaş başlayan, sabahları yataktan kalkmayı zorlaştıran, istirahat ile geçmeyip hareket etmekle azalan bu tip ağrılara ’inflamatuvar bel ağrısı‘ adı verilmektedir. Bel ağrıları zamanla boyuna ya da sırta yayılabilir. Bazı AS hastalarında bel ağrısında topuk ağrısı da eşlik edebilir.
Özellikle kadın AS’li hastalarda el bileği, dirsek, diz, ayak bileği gibi eklemlerde şişlik ve ısı artışı da görülebilir. Gözde kızarıklık ve ağrı, ağız içinde aft çıkması, sedef gibi çeşitli deri bulguları ve iltihaplı bağırsak hastalıkları da AS belirtileri arasında yer alabilir.
AS genetik geçişli bir hastalıktır. Hastaların birçoğunda HLA-B27 isimli genetik test pozitif saptanmaktadır. Bu nedenle ailesinde veya kendisinde hastalık öyküsü olanların, çocuklarını gözlemleyerek bel ağrısı gibi yakınmaları olması durumunda mutlaka doktor görüşüne başvurmaları önemlidir. Son yıllarda yapılan çalışmalarda çocukluk çağında geçirilen viral hastalıklar ve barsak enfeksiyonlarının da AS gelişimi üzerinde rol oynayabileceği gösterilmiştir.
AS tedavisinde ilaçların yanı sıra fizik tedavi yöntemleri ve egzersiz de etkili olmaktadır. En az 6 ayda bir uygulanan fizik tedavi programının hastalığın ilerlemesini yavaşlattığı bilinmektedir. Yüzme, yoga gibi egzersizler hastaların duruş bozukluklarının giderilip omurga esnekliğinin korunmasında etkilidir.
Tedavi edilmeyen AS hastalarında omurga tutulumu ilerleyip kamburluk gelişebilir. Ayrıca bilinçsiz ilaç kullanımı ya da tedavinin sürdürülmemesi gibi durumlarda ileri dönem böbrek yetmezliği, kalpte ritim bozuklukları gibi yaşamı tehdit eden durumlar görülebilir.
Ülkemizde her 3 AS hastasından birine en başta bel fıtığı tanısı konulmakta , AS hastalarının %7’si gereksiz yere ameliyat edilmektedir. Bu tip ameliyatlar hastalığın gidişatını olumsuz etkilemektedir. Hareketsiz yaşam tarzı, sigara kullanımı, vitamin D eksikliği AS hastalığının gidişatını olumsuz etkileyen diğer faktörlerdir.
Üç aydan uzun süredir olan, sabah tutukluğunun eşlik ettiği, hareketsizken daha şiddetli olup hareketle azalan bel ağrısından yakınan kişilerin en kısa sürede bir Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon hekimine başvurması önerilmektedir.
Ankilozan Spondilit ile ilgili detaylı bilgi ve randevu için: 0530 930 48 21
Yukarıdaki metin sadece bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır ve yazarın aktardığı görüşleri içermektedir, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.
Hekim.Net® hekimler, diş hekimleri, veteriner hekimler ve bu mesleklerin öğrencilerine özel tam işlevli ve ücretsiz bir sosyal medya ve bilgi paylaşım portalıdır. Meslektaşlarımızdan biriyseniz bu linke tıklayarak kayıt sayfamıza ulaşabilirsiniz.