Türkiye'de Mısırlı bir Tıp öğrencisi olarak yaşam: Dina Ahmed
Ceren Yalçın: Merhaba, ben Ceren Yalçın. Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi 3. sınıf öğrencisiyim.
Dina Ahmed: Merhaba ben Dina Ahmed. Mısırlıyım. Bursa Uludağ Tıp Fakültesi Dönem 3 öğrencisiyim.
Ceren Yalçın: Türkiye'de size karşı (yabancı uyruklu biri olarak) farklı bir tavır takınıldığı izlenimine kapılıyor musunuz?
Dina Ahmed: Kişiye göre değişiyor. Tıbbı kazanmak için 3 yılımı sınavlara harcamama rağmen, yabancı olduğum için tıbbı kolay bir şekilde kazandığımı düşünüyorlar. Ayrıca, bölümü kazanmamız ile Türk öğrencilerin yerini işgal ettiğimizi sanıyorlar maalesef. Üstelik Türklerin kontenjanlarının ayrı, yabancıların kontenjanlarının ayrı olmasına rağmen. Bu tür tutumları bilgi eksikliğine bağlıyorum, kişisel bir durum yok.
Ceren Yalçın: Tıp eğitiminin anadilinizde verilmemesi sizi zorluyor mu, eğer zorluyorsa bu sorunların üstesinden nasıl geliyorsunuz?
Dina Ahmed: İlk başta zorluyordu. Ama ilk yıldan sonra alıştım. Kelimelerin tekrarlanması ve Türk arkadaşlar ile Türkçeyi kullanıp pratik yapmak işi çok kolaylaştırıyor.
Ceren Yalçın: Neden Türkiye'de eğitim almayı seçtiniz?
Dina Ahmed: Çünkü başarı ile sürdürülen bir tıp eğitimi mevcut. Ayrıca kültür olarak ülkeme yakın bir kültüre sahip. Daha kolay adapte olacağımı düşündüm ve kendime güzel bir gelecek kurmak istedim.
Ceren Yalçın: Türkiye'deki eğitim, beklentilerinizi karşıladı mı? Yeterli düzeyde bilgi edinebildiğinizi hissediyor musunuz?
Dina Ahmed: Evet, karşıladı ama daha yeterli düzeyde bilgi edinebildiğimi söyleyemiyorum çünkü tıp uçsuz bucaksız bir deniz ve her zaman kendimizi yeni bilgiler ışığında geliştirmemiz gerekiyor.
Ceren Yalçın: Arkadaş grubunuzda Türk öğrenciler mi yoksa yabancı uyruklu öğrenciler mi çoğunlukta?
Dina Ahmed: İkisi hemen hemen eşit sayıda mevcut diyebilirim, dengeli.
Ceren Yalçın: Sizce Türkiye'deki tıp eğitimi ve bize sunulan kaynaklar (üniversite bazında değerlendirebilirsiniz) donanımlı bir hekim yetiştirmek için ideal mi?
Dina Ahmed: Hekim yetiştirmek için iyi diyebilirim. Kaynaklar var ama onlardan yararlanmak için fırsat veya zaman yeterli değil maalesef. Yani özetle, kaynak bol ancak yetişemiyoruz ve sonuç olarak bilgilerin birçoğu havada kalıyor, yeterince özümsenmiyor.
Ceren Yalçın: Öğrencilerin diğer bölümlerden 2-4 yıl daha uzun bir eğitim sürecine tabi tutuluyor olmasına rağmen, neden tıp fakültesini seçtiniz?
Dina Ahmed: Tıp fakültesini seçtim çünkü doktor olmak çocukluk hayalimdi.
Ceren Yalçın: Size yeniden seçme şansı verilseydi, tıp fakültesinde okumayı seçer miydiniz?
Dina Ahmed: Zorluklara rağmen hep seçerdim.
Ceren Yalçın: Teknoloji ve yapay zekâ dünyasındaki gelişmeler ışığında, hekimlerin yerinin robotlarla doldurulabileceğini düşünüyor musunuz ve sizce sağlık sektörü için tehlike çanları çalıyor mu?
Dina Ahmed: Bence robotlar hekimlerin yerinin asla dolduramaz. Doktorları robotlarla değiştirilirse sağlık hizmeti eksik kalır diye düşünüyorum. Sonuçta robotlarda doktorluğun en önemli özelliği eksik: İnsanlık. Ayrıca hastaların özel hayatlarının gizliliği hakkı için bir tehdit oluşabilir, ihlallere neden olabilir. Ama hekimler yapay zekâ teknolojisinin mümkün kıldığı özelliklerden faydalanarak daha iyi sağlık hizmeti verebilirler diye düşünüyorum. Yapay zekâ amaç değil araç olmalı.
