- · 190 arkadaş
Türkiye'de Azerbaycan Türkü bir öğrenci Ayşen Babayeva
Ceren Yalçın: Merhaba, ben Ceren Yalçın. Bu röportajdaki soruları arkadaşlarımıza ben yönelteceğim. Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi 3. sınıf öğrencisiyim.
Ayşen Babayeva: Merhaba. Ben Ayşen Babayeva, Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi 3. sınıf öğrencisiyim. Gürcistan vatandaşıyım ama milliyetçe Azerbaycan Türkü’yüm. Bugünkü röportajda tıp öğrenimi ve Türkiye’de yabancı uyruklu bir öğrenci olmak ile ilgili sorulara cevap vereceğim.
Ceren Yalçın: Türkiye’de size karşı (yabancı uyruklu biri olarak) farklı bir tavır takınıldığı izlenimine kapılıyor musunuz?
Ayşen Babayeva: Evet, maalesef bazen ön yargıyla karşılaşıyoruz. Özellikle de üniversite sınavlarımız farklı olduğu için. Yani biz yabancılar AYT ve TYT değil YÖS veya SAT sınavına girdiğimiz için zayıf olarak görünüyoruz. YÖS mantık, matematik ve geometri olmak üzere 3 bölümden oluşuyor. Ama sorular düşündükleri kadar kolay değil. Bazı sorular okul düzeyinin baya üstünde oluyor. Aynı zamanda yüksek rekabet var. Tıp kazanmak için 90-95 puanın üzerinde puan toplamak gerek. Ayrıca sınav puanının yanında okul notları, yaş gibi faktörler de giriyor. Mesela benden birkaç puan yüksek alıp, yaşı benden büyük diye yedeklere düşen arkadaşlarım oldu. Ayrılan kontenjanlar da az oluyor. Mesela benim üniversiteyi kazandığım sene Uludağ Üniversitesi 40 kişilik yabancı kontenjanı açmıştı. Çok gelebilir ama bu kontenjan tüm dünya ülkeleri için. Ön yargının nedeni de bu kontenjan meselesi. Aynı sene Türkiye uyruklulara da 400’e yakın kontenjan açılmıştı. Yani 10 kat daha fazla. Bir de kendi ülkemizde üniversite kazanamayıp Türkiye’ye geldiğimizi düşünüyorlar. Var mı bilmiyorum. Ben daha rastlamadım. Aksine, tanıdığım kişilerden çok başarılı olup da eğitimine Türkiye’de devam eden var. Bunlar arasında Azerbaycan sınavlarında en yüksek puanı toplayan da var, orada üniversite eğitimini yarım bırakıp buraya gelen de. Hem başarısız ve bilgisiz öğrenciler olsak buradaki eğitimde çok zorlanırız değil mi? Araya dil faktörü girmesine rağmen yerlilerle hemen hemen aynı düzeyde zorluk yaşıyoruz. İçimizde çok başarılı olan da var, daha fazla zorlanan da. Ama bu sadece yabancılarda değil Türklerde de aynı. Bu ön yargıya rağmen çoğunluk çok sevecen ve nazik davranıyor.
Ceren Yalçın: Tıp eğitiminin anadilinizde verilmemesi sizi zorluyor mu, eğer zorluyorsa bu sorunların üstesinden nasıl geliyorsunuz?
Ayşen Babayeva: Evet, yeni başladığım zaman zorlanmıştım. Ama zamanla alıştım. Hatta artık hangi kelimenin, hangi dilden olduğunu unuttum:) Zaten bölüme başlamak için C1-C2 seviyesinde Türkçe Yeterlilik Belgemizin olması gerek. Bu belgeyi almak için TÖMER sınavına giriyoruz. Yani önceden hazırlığımız oluyor. Buna rağmen başlangıçta zorlanıyoruz. Özellikle bilimsel terimlerde farklılıklar var. Okulda aldığımız eğitimi Türkçeye çevirmemiz gerekiyor. Fizik ve matematik formüllerinden tutun da kimyasal element isimlerinde bile fark var. Bunları çözdükten sonra iş kolaylaşıyor. Zaten Türkiye’ye eğitim için geldiğinde de bu zorlukları göze almış oluyorsun.
Ceren Yalçın: Neden Türkiye'de eğitim almayı seçtiniz?
Ayşen Babayeva: Ben okulu Bakü’de bitirdim. Ama Gürcistan vatandaşıyım. Yani Gürcistan’da Azerbaycan köyleri var aslen oradanım. O yüzden Azerbaycan’da da yabancıydım. Orada da sıkıntılar yaşıyordum. Ayrıca Türkiye’de üniversite eğitimi Azerbaycan'dakinden daha iyi. Tanıdığım yabancıların çoğu bu yüzden geldi. Hem daha iyi bir eğitim şansı elde ediyoruz, hem de dil, kültür açısından yakın bir ülke olduğu için daha az zorlanacağımız için uyum şansımız daha yüksek oluyor.
Ceren Yalçın: Türkiye'deki eğitim, beklentilerinizi karşıladı mı? Yeterli düzeyde bilgi edinebildiğinizi hissediyor musunuz?
Ayşen Babayeva: Ne kadar yeterli bundan emin değilim. Öğreneceğimiz tüm materyaller verilmiyor ya da gereğinden fazla materyal veriliyor. Burada biz öğrencilerin üstüne çok iş düşüyor. En azından daha çok pencereden bakmamız sağlanmaya çalışılıyor. Yani tamamen karşıladı da diyemem, karşılamadı da. Eğitim büyük bir alan ve farklı açılardan bakabiliriz. Bunu nasıl anlatacağımı tam olarak bilmiyorum maalesef ancak aşağı yukarı bir fikir oluşmuştur diye düşünüyorum.
Ceren Yalçın: Arkadaş grubunuzda Türk öğrenciler mi yoksa yabancı uyruklu öğrenciler mi çoğunlukta?
Ayşen Babayeva: Yabancılar da Türkler de var. Ama yabancılar biraz daha fazla. Bunu özellikle yapmadım, kendiliğinden gelişti. Herhalde farklı bir ülkede olmak bizi birbirimize daha yakın hissettirdi. Ama böyle daha zevkli. Farklı kültürler tanımış oluyorsunuz.
Ceren Yalçın: Sizce Türkiye'deki tıp eğitimi ve bize sunulan kaynaklar (üniversite bazında değerlendirebilirsiniz) donanımlı bir hekim yetiştirmek için ideal mi?
Ayşen Babayeva: Bence ideal değil. Yani bazı ülkelerden daha iyi durumda ama mükemmel değil. Fazla ezbere dayalı ve az zamanda çok yoğun bir eğitim var. Güzel yanı da eğitim almak için sosyoekonomik farklar büyük önem taşımıyor.
Ceren Yalçın: Öğrencilerin diğer bölümlerden 2-4 yıl daha uzun bir eğitim sürecine tabi tutuluyor olmasına rağmen, neden tıp fakültesini seçtiniz?
Ayşen Babayeva: Kendimi bildim bileli doktor olmak istiyorum. Bunun için de dönemimizin eğitim şartlarına uyup okumam, çalışmam gerek:)
Ceren Yalçın: Size yeniden seçme şansı verilseydi, tıp fakültesinde okumayı seçer miydiniz?
Ayşen Babayeva: Evet, hem de seve seve seçerdim. Tüm zorluklara rağmen severek okuyorum bu bölümü.
Ceren Yalçın: Teknoloji ve yapay zekâ dünyasındaki gelişmeler ışığında, hekimlerin yerinin robotlarla doldurulabileceğini düşünüyor musunuz ve sizce sağlık sektörü için tehlike çanları çalıyor mu?
Ayşen Babayeva: Tamamen doktorların yerini tutamaz bence. Ne kadar yapay zekâ yaratılsa da yapay duygu yaratılmıyor. Doktor olmak için sadece bilgiye ihtiyaç yok, empati duygusuna, merhamete ve insan sevgisine gerek var. Bir hocam: “Tıbbi bilgileri eninde sonunda öğreneceksiniz 6 seneye ya da daha uzun süreye ama bir şekilde öğreneceksiniz. Siz en önemlisi insan olmayı öğrenin.” demişti.
Yukarıdaki metin sadece bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır ve yazarın aktardığı görüşleri içermektedir, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.
Hekim.Net® hekimler, diş hekimleri, veteriner hekimler ve bu mesleklerin öğrencilerine özel tam işlevli ve ücretsiz bir sosyal medya ve bilgi paylaşım portalıdır. Meslektaşlarımızdan biriyseniz bu linke tıklayarak kayıt sayfamıza ulaşabilirsiniz.