·   · 2604 Giriş
  •  · 233 arkadaş

Oral Patoloji: Öyküsel Tarihçe (1959-1980)

Oral Patoloji: Öyküsel Tarihçe (1959-1980)

Bu belge, gelecekte Oral Patoloji’ye gönül verecek meslektaşlarımıza, buralara nerelerden ve nasıl gelindiğini aktarmak amacıyla hazırlanmış öyküsel bir tarihçeyi yansıtmak amacıyla hazırlanmıştır. 

Bu öyküsel tarihçe, Oral Patoloji'nin kurucusu olan Prof. Dr. Melih Tahsinoğlu ile başlar (1959) ve onu yitirdiğimiz 13 Nisan 1980 yılında bir duraklama yaşar. 1980 sonrası yıllarda, özellikle Ankara'daki meslektaşlarımızın yoğun çabasıyla, Oral Patoloji'nin uzmanlık dalı olarak kabul edildiği 2018 yılına gelinir. Bu bölüm, Prof. Dr. Melih Tahsinoğlu'nu yitirdiğimiz 13 Nisan 1980 yılına dek olan aşamayı içermektedir.

O dönemlerde Üniversitelerde öğretim üyesi olabilmek için çok sayıda engeli aşmak gerekiyordu. Bunlardan biri de doçentlik sınavında başarılı olanların, kadroya atanana dek bu unvanı kullanamamasıydı; ancak kadroya atandıktan sonra “eylemli doçent” olabiliyor ve öğretim üyelerinin haklarına ulaşabiliyorlardı. İşte…Melih Tahsinoğlu 1957 yılında doçentlik sınavında başarılı olmuş, ancak “eylemli doçent” olabilmek için, İstanbul Üniversitesi Patolojik Anatomi Enstitüsü’ndeki başasistan kadrosunda 2 yıl beklemişti. Doçentlik sınavına hazırlandığı yıllarda, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne bağlı Diş Hekimliği Okulu’ndan gelen cerrahi materyaliyle ilgilenmeye başlamıştı. Eylemli doçentlik kadrosuna atandıktan sonra (1959), bu ilgisi onu Diş Hekimliği Okulu öğrencilerine Patolojik Anatomi dersi vermeye yönlendirmişti. Tüm dünya patologlarından yalnızca birkaçının ilgilendiği “Odontogen (ya da Odontojen) Tümörler” Doç. Dr. Tahsinoğlu’nu, Prof.Dr. Jens Jorgens Pindborg’a kadar götürmüştü. 1965 yılında Kopenhag’taki “Royal Dental College & Rigtshospitalet”te, odontogen tümörler konusunda Prof. Dr. Pindborg ile çalışmış, 1966’da Patolojik Anatomi Enstitüsü’ndeki görevine dönmüştü. 

“Diş Hekimliği Okulu”, 1964 yılında Tıp Fakültesi’nden ayrılarak “Diş Hekimliği Fakültesi” adıyla İstanbul Üniversitesi’nin bağımsız bir bileşeni olmuştu. Melih Tahsinoğlu, Danimarka’dan döndüğü 1966 yılında Profesörlük kadrosuna atanmış ve İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nin Patoloji derslerini vermekle görevlendirilmişti. Bu yıllardaki volunter asistanı Diş Hekimi Gülçin (Özeren) Erseven, önceleri “Askeri Tıbbiye” öğrencisiyken daha sonra sivil öğrenciliği seçmiş ve “Diş Hekimliği Okulu”nu bitirmişti. Özeren ile çalışan Tahsinoğlu ekibine, 1967 yılında Diş Hekimliği Fakültesi 3.sınıf öğrencisi A. Sedat Çöloğlu da katıldı. 

Gülçin (Özeren) Erseven ve A. Sedat Çöloğlu, Patolojik Anatomi Enstitüsü’ndeki asistan odasında Dr. Mesut Parlak, Dr. Tarık Kumral, Dr. Misten Demiryont, Dr. Ferhunde Dizdaroğlu, Dr. Altan İplikçi ile biyopsi incelemelerine katılıyor, Melih Tahsinoğlu ile Diş Hekimliği Fakültesi öğrencilerinin derslerine ve pratiklerine giriyorlardı. 1967 İstanbul Üniversitesi’nin doğum sancıları çektiği bir yıl oldu; Tıp Fakültesi 2 bağımsız fakülteye dönüştü: İstanbul Tıp Fakültesi ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi. Prof. Dr. Talia Balı Aykan ve Prof. Dr. Melih Tahsinoğlu önderliğinde Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Patoloji Kürsüsü öğretim üyeleri olarak görev aldılar. Önceleri Patolojik Anatomi Enstitüsü olarak nitelenmiş olan İstanbul Tıp Fakültesi Patoloji Kürsüsü’ndeki asistanlardan bu ekibe katılan olmadı. Kuruluşunu 1967’de tamamlamış ancak İstanbul Tıp Fakültesi Patoloji Kürsüsü’nden kopamamış olan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Patoloji Kürsüsü (kurucu başkanı Prof. Dr. Talia Balı Aykan ve Prof. Dr. Melih Tahsinoğlu), 1968 yılındaki İstanbul Üniversitesi öğrenci olayları sırasında Cerrahpaşa Hastanesi’nde buldukları binaya ekibiyle (patoloji teknisyeni Makbule Turan ve eksperimental deney asistanı Sevgi İpekör), ekipmanlarıyla ve deney fareleriyle birlikte taşınmıştı. O yıllarda Melih Tahsinoğlu’nu yalnız bırakmayan Diş hekimi Gülçin (Özeren) Erseven ve Diş Hekimliği Fakültesi öğrencisi A. Sedat Çöloğlu, Cerrahpaşa Patoloji’nin iki volunter asistanı olarak çalışıyorlar; makroskopi ve mikroskopi çalışmalarına, derslere, öğrenci pratiklerine ve otopsilere girerek kürsünün işlevlerinin aksamamasına çaba gösteriyorlardı. 

İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde, Prof.Dr. Orhan Okyay’ın Dekanlığı döneminde (31 Ocak 1969) alınan bir kararla meslek dersi kürsülerine ek olarak Temel Tıp Bilimleri Kürsüleri kurulmuştu. Temel Tıp Bilimleri kürsüleri, fakültenin Çapa’daki binasına taşına dek kâğıt üzerinde kalmış, Mart 1970'de tamamlanan taşınmadan sonra Temel Tıp Bilimleri Kürsüleri arasında yer alan “Patoloji Kürsüsü”, binanın 3. katını -Prof. Dr. Yılmaz Manisalı’nın özverisi ve desteğiyle- Konservatif Diş Tedavisi Kürsüsü’yle paylaşmıştı. Bu dönemde Prof. Dr. Melih Tahsinoğlu, Diş Hekimi Gülçin (Özeren) Erseven ve Diş Hekimi A. Sedat Çöloğlu, Diş Hekimliği Fakültesi Patoloji Kürsüsü’nde açılan kadrolara atanmışlardı. Böylece, Oral Patoloji’nin bu topraklar üzerine atılan ilk tohumları çimlenmeye başlamıştı. Konservatif Diş Tedavisi Kürsüsü başkanı Prof. Dr. Yılmaz Manisalı ile Prof. Dr. Peker Sandallı ve Prof. Dr. Gündüz Bayırlı’nın büyük destekleriyle birlikte çeşitli araştırmalar ve yayınlar yapmışlardır. Patoloji laboratuvarının donanımında büyük katkıları olan Prof. Dr. Yılmaz Manisalı, patoloji teknisyeni olan Alev Gürel’i de bu laboratuvarda çalışan teknisyen Sevgi İpekör’ün yanına vererek insan gücünün iki katına çıkmasını sağlamıştır. Fakültenin materyal kaynağı olan Diş-Çene Hastalıkları ve Cerrahisi Kürsüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Necla Timoçin ile ekibinin yoğun rutini Patoloji Kürsüsü’ndeki biyopsi sayısını hızla tırmandırırken İstanbul Tıp Fakültesi Çapa yerleşkesindeki öteki kürsülerden gelen ameliyat materyallerinin de eklenmesiyle iş yükü hızla artmıştı. Patoloji kadrosuna önceleri volunter olarak katılan, sonraları kadrolara atanan asistanlar Diş Hekimi Metin Alatlı, Diş Hekimi Canan Alatlı (Prof. Dr. Canan Alatlı), Diş Hekimi Kâmil Gürsu ve Diş Hekimi Sevtap İnce (Prof. Dr. Sevtap Akıncı) ile iş gücü artmıştı (Metin Alatlı 1989’da vefat etmiş, Kâmil Gürsu kürsüden ayrılarak serbest diş hekimliğini seçmiştir).

Tüm canlı varlıklara sonsuz sevgi besleyen ve gerçek insanlara olabildiğince saygılı olduğu için, Prof. Dr. Mesut Parlak tarafından “insanlıkta nesli tükenmiş” bir birey olarak nitelenen Tahsinoğlu, özellikle cerrahi branşlardaki uzmanlarca bilgisine ve tanılarına çok güvenilen bir patoloji uzmanıydı. Bu nedenle, İstanbul Tıp Fakültesi Beyin Cerrahisi, Nöroloji, Ortopedi, Nefroloji, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları (özellikle Pediyatrik Nefroloji ve Pediyatrik Hematoloji), Dermatoloji, Göz Hastalıkları, Üroloji kliniklerinden ameliyat ve biyopsi materyalleri yağmaya başlamış; bu tabloya Vakıf Gureba Hastanesi KBB biyopsileri ve otopsileri ile Baltalimanı Kemik Hastalıkları Hastanesi ameliyat ve biyopsi materyalleri de eklenince oldukça yoğun bir çalışma düzenine geçilmişti. Bu tablo, İstanbul Tıp Fakültesi Patoloji Kürsüsü yöneticilerini (Pof. Dr. Münevver Yenerman ve Prof. Dr. Muammer Yenerman) irkiltmiş, söz konusu klinikleri ve fakülte yönetimi uyarmak yolunu denemişlerdi. Uyarılan klinikler “üniversitedeki bilimsel özerklik” ilkesini öne sürerek, Yenerman’ların çabalarını boşa çıkartmıştı. Bu yıllarda, Tahsinoğlu, Odontogen tümörlerin kökeninin, dişlerin oluşumu ve gelişimiyle (odontogenezis) yakından ilgisi olduğunu saptamış, bu bağlamda özgün bir sınıflandırma önermişti (bu sınıflandırma ilk kez Çöloğlu ve Erseven’in, Prof. Dr. Tahsinoğlu’nun ölümünden bir yıl sonra yayınladıkları kitapta yer almıştır: Odontogen Tümörler, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü Yayınları, Rektörlük No.2812, Bozak Matbaası, İstanbul, 1981). 

İstanbul Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Kürsüsü ile Baltalimanı Kemik Hastalıkları Hastanesi’nden gelen tümör olgularının çoğalması, Tahsinoğlu’nu kliniklerle iş birliğine yönlendirmiş; bir süre sonra, ayrıntılı klinik bilgi olmadan ve röntgen filmlerini görmeden tanı koymaktan ve raporlamaktan kaçınmıştı. Bu durumu Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Kürsüsü öğretim üyeleri Prof. Dr. Yavuz Aksu ve Doç. Dr. Fikri Öztop ile paylaşan Prof. Dr. Tahsinoğlu, “Kemik Tümörleri” konusunda bilimsel bir toplantı yapılmasını önermişti. Böylece, 1972 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nce düzenlenen 1. Kemik Tümörleri Simpozyumu gerçekleştirildi. Simpozyuma Ankara’dan Prof. Dr. Turan Kutkam ve asistanları, İzmir’den Prof. Dr. Yavuz Aksu ve Doç. Dr. Fikri Öztop ile asistanları, İstanbul’dan Prof. Dr. Melih Tahsinoğlu ve asistanları ile Prof. Dr. Nijad Bilge ve asistanları, Doç. Dr. Orhan Başkır, Dr. Gürbüz Ahıskalı, Dr. Hayri Tanaçan, Dr. Talat Kayakıran, Dr. Ruhi Kaleli ve asistanları katılmış; toplantının son oturumunda bazı ilke kararları alınmıştı. Bu kararlardan en önemlisi Cerrahi (Ortopedi)-Radyoloji-Patoloji disiplinlerinin birlikte çalışması, tanı ve tedavi konusunda ortak karar verilmesiydi. 

Bu sonuç, İstanbul Üniversitesi’nde yeni bir dönemi tetiklemişti. Bu dönem “klinik-patoloji toplantıları” niteliğini taşıyan “İstanbul Üniversitesi Kemik Tümörleri Registrasyon Merkezi”nin kurulmasıyla başlamış; her hafta Perşembe günleri öğleden sonra Patologlar (Tahsinoğlu ve ekibi), Radyoloji ve Onkoloji (Prof.Dr. Nijad Bilge ve ekibi, Dr. Gürbüz Ahıskalı), Ortopedi (Doç. Dr. Orhan Başkır, Dr. Hayri Tanaçan, Dr. Ruhi Kaleli, Dr. Talat Kayakıran ve asiatanları) toplanmışlar, çoğu kez hasta muayenesinin ve radyolojik değerlendirmenin yapıldığı ilk aşamada uygulanması gereken endikasyon belirlemişler; çoğu olguda, biyopsi incelendikten sonra, bu kez hasta olmaksızın yapılan değerlendirmelerde, klinik-patoloji tanısı belirlenmiş, uygulanacak cerrahi ve onkolojik tedavi yöntemleri karara varılmıştır. 

Sistemin başarılarını gören Prof. Dr. Tahsinoğlu, aynı sistemi Dermatoloji’de Prof. Dr. Türkan Saylan ve Prof. Dr. Nevzat Öke ekibiyle, Nefroloji’de Prof. Dr. Necdet Koçak ve Prof. Dr. Faik Tanman ekipleriyle de uygulamıştır.

Gülçin (Özeren) Erseven, 1972 yılında, “Radyasyonun diş gelişimine olan etkileri: Sıçanlar üzerinde deneysel araştırma” başlıklı doktora tezinde gösterdiği başarıyla Dr.med.dent. ünvanını almıştır. Dr. Erseven, İstanbul Tıp Fakültesi Patoloji Kürsüsü’nden gelen tepkiler üzerine, 1973 yılında, Bülent Ecevit yönetimi döneminde Dışişleri Bakanlığı yapmış olan Avukat Dr. Turan Güneş’e vekalet vererek, “tıpta uzmanlık dalı olan branşlarda, doktora derecesinin uzmanlığa eşdeğer sayılması” istemiyle bir dava açmış, ancak dava kaybedilmiştir. O yıllarda İstanbul Üniversitesi Rektörleri olan Prof. Dr. Haluk Alp ve Prof. Dr. Cem’i Demiroğlu’nun, İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Patoloji Kürsüsünü korumak için açtığı dokunulmazlık şemsiyesi, Oral Patoloji ile ilgili çalışmaların hırpalanmasını engellemişti.

Diş Hekimi A. Sedat Çöloğlu, 1973 yılında, TÜBİTAK destek bursu ile hazırladığı “Santral dev hücreli reparatif granulom konusunda tavşanlar üzerinde deneysel araştırma” konulu doktora tezinde gösterdiği başarıyla Dr.med.dent. ünvanını almış; aynı yıl, Danimarka Hükümet’nin verdiği bursla, Kopenhag’taki “Royal Dental College & Rigtshospitalet & WHO Center for Odontogenic Tumors” kuruluşunda (Prof.Dr. Jens Jorgens Pindborg) çalışmıştır. 1976’nın ilkbahar aylarında Prof. Dr. Türkan Saylan ile yapılan sözleşmeyle, Dr. A. Sedat Çöloğlu, Lepra Hastanesi’nde gelen biyopsileri değerlendirme görevini üstlenmiştir. (1982-1983 yıllarında, Prof. Dr. Türkan Saylan ve çekirdek ekibini oluşturan Prof. Dr. Ayşe Yüksel ve Dr. Mustafa Sütlaş, leprayı ülkemizdeki sağlık sorunlarından biri olmaktan çıkarmışlardır. Bu dönemde, WHO’dan alınan desteklerle yapılan araştırmalar ve leprayla savaşımda başarılı olan Prof. Dr. Türkan Saylan’a uluslararası kuruluşlarca çeşitli ödüller verilmiştir). 

Gülçin (Özeren) Erseven, 1977 yılında, “Kondrosarkomlar” başlıklı tezinin savunmasında, Patoloji Profesörlerinin oluşturduğu jürice yapılan sözlü sınavda ve kollokyumda (deneme dersi) gösterdiği başarıyla “Patoloji Doçenti” ünvanını almıştır.

1973 yılında, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Suat Vural ile Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin kurma çalışmalarını başlatan Prof. Dr. Melih Tahsinoğlu, 1977 yılında bu üniversitenin öğretim üyeliğine atandı.  Prof. Dr. Tahsinoğlu’nun yeni kurulan bu üniversiteye atanması sonrasında İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Patoloji Kürsüsü başkanlığına Doç. Dr. Gülçin Erseven getirildi. 

Oral Patoloji’nin Dr. Erseven’in doktorası ve doçentliğiyle başlayan ilk aşamasını, Dr. A. Sedat Çöloğlu’nun doçentlik başvurusu izledi. İkinci aşama olarak nitelenebilecek bu evre, “Oral Patoloji” uzmanlık dalının kayıtlara geçmesine yol açtı. Dr. Çöloğlu’nun doçentlik tezinin başlığı “Lepra’da immun kompleks glomerülonefritleri” idi; çalışmada, klinikte, böbrek sorunları olan lepra hastalarından alınan iğne biyopsilerinin ışık mikroskopi, immunofloresan mikroskopi ve elektron mikroskopi teknikleriyle incelenmesi ve irdelenmesi yapılmıştı. Jüride bulunan üyelerden ikisinin (Prof. Dr. Muammer Yenerman ve Prof. Dr. Uğur Hacıhanefioğlu) çabalarıyla Prof. Dr. Saffet Solak da ikna edilince, Dr. Çöloğlu’nun tezi reddedilmişti (16.03.1978). Prof. Dr. Melih Tahsinoğlu’nun ve Dr. A. Sedat Çöloğlu’nun önceden sezinlediği bu sonucun olumsuz etkilerini önlemek için ikinci bir tez hazırlanmıştı (Odontogenesiste, Odontogen Kistlerde ve Tümörlerde Keratinleşmeler). O yıllarda bir yıl içinde 2 kez açılan doçentlik sınavlarına ikinci kez başvuran Dr. Çöloğlu’nun ikinci jürisi İstanbul Diş Hekimliği Fakültesi 3 öğretim üyesinden oluşuyordu. Jürinin 3 üyesinden 2’si ve yedek üyeler -konunun Oral Patoloji ile ilgili olduğunu ve jürinin patoloji uzmanlarından oluşması gerektiği savıyla- istifa ettiler. Rektör Haluk Alp’in Üniversitelerarası Kurul’da gösterdiği çaba ile, Tıp’ta doçentlik listesine “Oral Patoloji” bilim dalı da eklendi. Üçüncü sınav jürisinin tümü Patoloji Profesörlerinden (Prof. Dr. Melih Tahsinoğlu, Prof. Dr. Yavuz Aksu, Prof. Dr. Behsan Önol) oluşuyordu (1979). Sınavı başaran Dr. Çöloğlu Türkiye’deki ilk Oral Patoloji Doçenti olmuştu (eylemli doçent: 28.03.1980).

Doç. Dr. A. Sedat Çöloğlu’nun Üniversitelerarası Kurul’ca doçentliğe yükseltildiğini öğrendiği günlerde, Prof. Dr. Melih Tahsinoğlu Tıp Fakültsie’nin Cerrahi Kliniği’ndeki hasta yatağında yaşam gücünü giderek yitiriyordu. 1979 yılının son günlerinde başlayan ikter tablosuyla İç Hastalıkları Kliniği’ne yatan Tahsinoğlu’nun hepatit olduğu düşünülürken, Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Halil Azizlerli’nin uyarısıyla, tablonun pankreas karsinomu olduğu anlaşılmıştı. Aynı gün Cerrahi Kliniği’ne yatırılan Prof. Dr. Tahsinoğlu, Prof. Dr. Ali Uras tarafından operasyona alınmış, ancak yaygın metastazlar nedeniyle öngörülen cerrahi teknik uygulanamamıştı. Prof. Dr. Melih Tahsinoğlu, 13 Nisan 1980 günü yaşamını yitirdi. Bugüne dek izlediğimiz gelişme, Türk Oral Patoloji dünyasının kuruluş aşamasının en önemli bölümüydü.

Ülkemizdeki Oral Patoloji Anabilim Dalı’nın “babası” olan Prof. Dr. Melih Tahsinoğlu’nun yitirilmesi, Diş Hekimliği Fakültesi Temel Bilimler Bölümü için büyük bir dayanağın çökmesiydi. Özellikle, İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Patoloji Kürsüsü’nün hedef alındığı girişimlerin etkisiyle, Doç. Dr. A. Sedat Çöloğlu, 1986 yılında İstanbul Üniversitesi’nde yeni kurulan Adli Tıp Enstitüsü’ne atandı. Doç. Dr. Çöloğlu’nun ayrılmasını, 1987 yılının ilk aylarında, Patoloji Kürsüsü’nün tüm kadrosuyla, İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü’ne kaydırılması izledi. 

İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü’ne atanan Doç. Dr. Çöloğlu, 1988 yılında Tıbbi Patoloji Profesörlüğü’ne yükseltildi; enstitüden emekli olana dek müdür yardımcılığı ve Tıp Bilimleri Anabilim Dalı Başkanlığı yaparken; Doktora öğrencilerine Adli Diş Hekimliği, Adli Osteoloji ve Adli Patoloji derslerini verdi. İkinci görevle çalıştığı Adli Tıp Kurumu’nda Morg İhtisas Dairesi Patoloji Uzmanlığı ve 4. İhtisas Kurulu üyeliklerinde görev aldı. 2003 yılında emekli olan Prof. Dr. Çöloğlu 2011 yılına dek Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı kurucu başkanı olarak Tıp ve Diş Hekimliği öğrencilerine, 2018 yılına dek Yeditepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde Temel Patoloji ve Oral Patoloji dersleri verdi. 2018 yılında İstanbul’dan ayrılan Prof. Dr. A. Sedat Çöloğlu, 2018-2019 eğitim yılında Muğla Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı’nda konuk öğretim üyesi olarak derslerin bir bölümüne katıldı.

1987 yılında, Prof. Dr. Gülçin Erseven ve birlikte çalıştığı asistanı Dr. Canan Alatlı ve Dr. Nejat Savcı (2007 yılında vefat etti) İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü’ne atandılar. 1977-1987 arasında, İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Patoloji Kürsüsü başkanlığı görevini yapmış olan Prof. Erseven 1993 yılında, bir yıl süreyle, Onkoloji Enstitüsü Müdürlüğü görevini üstlendi. Emekli olduğu 19.05.2008 gününe dek, 1996 yılında Profesörlüğe yükseltilen Canan Alatlı ile birlikte, bir yandan İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Tümör Patolojisi Bilim Dalı’nda çalışırken, öte yandan da İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi ve Sağlık Bilimleri Enstitüsü öğrencilerine Temel Patoloji ve Oral Patoloji dersleri verdiler. Prof. Dr. Canan Alatlı ise 23.06.2019’da emekli oldu. Emekliliklerinden sonra, Prof. Dr. Erseven İstanbul Aydın Üniversitesi’nde, Prof. Dr. Alatlı İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yaptılar. 

Ankara’lı meslektaşlarımızın yoğun çabaları sonucunda, 05.12.2018 tarihinde 30616 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “7151 sayılı Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 6. maddesi ile “1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun”a eklenen geçici 13. madde hükümleri dahilinde “Oral Patoloji Uzmanlık Dalı”nın Diş Hekimliğinde Uzmanlık Ana Dalları ve Eğitim Sürelerine Dair Çizelgeye Eklenmesi yasalaştı. Bu gelişme, ülkemizde ilk kez 1970 yılında İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Temel Bilimler Bölümü’nde Prof. Dr. Melih Tahsinoğlu tarafından kurulmuş olan Patoloji Kürsüsünün günümüzde “Oral Patoloji Anabilim Dalı” olarak yeniden doğmasını sağlamış; böylece, Prof. Dr. Melih Tahsinoğlu’nun düşleri ellidokuz yıl sonra gerçekleşmiştir.

6 0 0 0 0 0
  • 529
  • +

Hekim.Net

Close