Starling ilkeleri: Sodyum ve su tutulması
- Vücut ağırlığının %70’e yakını su’dur. Vücuttaki su hücrelerde (intrasellüler) ya da hücre dışında (ekstrasellüler) bulunur.
- Ekstrasellüler sıvı hücreler arasındaki sıvı ile kan sıvısından oluşur.
- Sodyum ve ekstrasellüler sıvı arasında yakın ilgi vardır.
- İdrarla çıkarılan sodyum azaldığında kanda ve intersellüler sıvıda sodyum birikir. Buna koşut olarak intravasküler sıvı artar böylece hidrostatik basınç yükselir, ödem başlar.
Vücuttaki sodyumun denetlenmesini 3 sistem yönetir:
- Renin-angiotensin sistemi,
- Atrial natriüretik sistem,
- Sempatik sinir sistemi.
- Bu sistemleri etkileyen bir olumsuzluk vücutta sodyum tutulmasına ve böylece ödem oluşmasına neden olur. Bu faktörlerin tümü ödem oluşmasına katkıda bulunur:
- Sodyumun büyük bölümü böbreklerin proksimal tubuluslarından reabsorbe edilir.
- Kalan %20 kadarı distal tubuluslardan reabsorbe olur.
- Aldosteron, ACTH, testosteron, progesteron ve östrojen böbrek tubuluslarından sodyum reabsorbsiyonunu arttıran hormonlardır.
- Antidiüretik hormon idrarı azaltır (oligüri).
Patogenez
- Glomerül filtrasyonundaki azalma (oligüri) sodyum retansiyonuna neden olur, ödem başlar (poststreptokoksik glomerülonefrit, akut böbrek yetmezliği).
- Renal kan dolaşımı azaldığında aldosteron ve antidiüretik hormonların yapımında artış olur (konjestif kalp yetmezliği).
- Sistemik ödem olgularında kan sıvısının yaygın olarak damar dışına çıkması nedeniyle kan volümü azalır (hipovolemi). Bu etki renin-angiotensin-aldosteron mekanizmasını devreye sokarak sodyum retansiyonuna neden olur.
- Nefrotik sendromda plazma aldosteron düzeyi yükselir.
- Karaciğer sirozunda aldosteron inaktivasyonu yeterli olmadığından kandaki aldosteron düzeyinde artış saptanır.
5
10
0
0
0
0
0