Langerhans hücreli histiositozis (histiositozis X; idiopatik histiositozis)
Birbirinden bağımsız 3 farklı klinik tablodan oluşan bir hastalıktır. Tek ortak yönleri Langerhans tipi histiositik hücrelerin proliferasyonu sonucu meydana gelen tümörlerdir; bu nedenle “histiositozis X kompleksi” kavramı içinde toplanırlar;
- Eozinofil granüloma
- Hand-Schüller-Christian hastalığı
- Letterer-Siwe hastalığı
Langerhans hücreli histiositozis olgularının etyolojisi konusunda yapılan araştırmaların bir bölümünde human herpesvirus 6, hücresel bağışıklık sistemindeki aksamalar, bilinmeyen bir antijene karşı abartılmış tepki (kemokin/sitokin fırtınası) gibi faktörler tartışılmaktadır. Letterer-Siwe hastalarında kemoterapi endikasyonu olabilir. Hand-Schüller-Christian hastalığı ve eozinofil granülom olgularındaki lezyonlara küretaj uygulanmaktadır.
1. Eozinofil granülom, bu kompleks içinde prognozu en iyi olandır. Yalnızca kemik lezyonları vardır; tek ya da multipl litik lezyonlar saptanır.
2. Hand-Schüller-Christian hastalığında kemik ve yumuşak doku lezyonları birlikte görülür; histiositozis X kompleksinin bebeklerde ve çocuklarda görülen bileşenidir. Keniklerde ribs, pelvis, skapula, ve altçene lezyonları görece sıktır. Akciğer, böbrek ve sindirim sistemi lezyonları olabilir. Santral sinir sistemi lezyonları nörolojik belirtilerle (konvülsif ataklar, KİBAS, zeka geriliği, işitme kusurları, vd) ortaya çıkar. Hipotalamus ve hipofiz etkilenmelerinde endokrin sistemi bulguları baskındır. Klinik açıdan 4 önemli bulgu saptanır;
- Kemiklerde litik lezyonlar (harita biçiminde erime alanları)
- Diabetes insipidus
- Ekzoftalmi
- Lenforetiküler sistem hiperplazisi (lenfadenomegali, splenomegali, hepatomegali).
3. Letterer-Siwe hastalığındaki lezyonlar yaygındır; prognozu oldukça kötüdür, hastaların çoğu çocukluk yaşlarında yitirilir. Kemiklerde, deride ve çeşitli organlarda Langerhans histiositlerinden oluşan proliferatif lezyonlar ve infiltrasyonlar vardır. Dişetleri hiperplastik ve eritemlidir, ülserlere rastlanabilir. Ağız mukozasında ülserler, hiperkeratoz alanları ve histiositik hücrelerden oluşan nodüller bulunabilir. Kemik lezyonları tek ya da multipldir; kafatası, altçene, kosta, vertebralar ve uzun kemiklerde görece fazla rastlanır. Çene-yüz bölgesinde altçene tutulması sıktır, lezyonlar genellikle premolar dişlerin distalindeki alanlarda saptanır. Ağrı, şişlik, dişlerde sallanma ve dökülme yakınmaları vardır; süt dişlerindeki erken dökülmeler hastalığın ilk belirtisi olabilir. Radyolojik incelemelerde, sınırları sklerotik kemik yıkımı alanları içerisinde bazılarının kökleri rezorbe olmuş yüzen dişler görülür. Üstçene lezyonlarında paranazal sinüs infiltrasyonları ve orbita yönünde gelişme olabilir.
- Mikroskopik incelemelerde, lezyonun tüm alanlarında olgunlaşması tamamlanmamış dendiritik histiositlerden oluşan hücre infiltrasyonu saptanır. Histiositik hücrelerin sitoplazmaları geniştir, çekirdekleri fasulye (ya da böbrek) biçimindedir. Arada çift çekirdekli hücreler bulunabilir. Histiositik hücreler arasında kümeler ya da küçük gruplar oluşturan eozinofil polimorflar vardır. Ayrıca lenfositlere, köpüklü makrofajlara ve çok çekirdekli dev hücrelerine ve küçük nekroz alanlarına rastlanabilir.
- EM incelemelerinde, histiositik hücrelerin sitoplazmalarında saptanan Langerhans hücrelerine özgü Birbeck granülleri tanıda yardımcı olabilir. İmmunhistokimya tekniklerinin (S-100, HLA-DR, CD1a) uygulandığı olgularda Langerhans hücrelerindekine benzer sonuçlar elde edilir. Öte yandan, immunhistokimya teknikleriyle lenfosit ve histiositik hücre kökenli sitokinlerin (interlökinler, TNF, interferon) yoğunluğu dikkati çeker; bu olgu “sitokin fırtınası” olarak nitelendirilmektedir.
Erdheim-Chester hastalığı: Genellikle uzun kemiklerde görülen, Langerhans hücreli histiositozisini anımsatan bir tablodur. Orta yaşlı erkeklerde görece sıktır.