Hemosiderin
Vücutta birikebilen metallerin en önemlisi demirdir. Vücuttaki total demirin %25’i ferritin ve hemosiderin olarak depolanır. Karaciğer ve kemik iliği ferritinin en önemli depolarıdır. Hemosiderin ise dalak, kemik iliği ve karaciğerin Kuppfer hücrelerinde görülür. Demir pigmenti doğadaki 3 kahverengi pigmentten biridir:
- Lipofuscin
- Melanin
- Demir pigmenti (hemosiderin)
Hemosiderin, ışık mikroskopunda kahverengi granüller biçiminde izlenir, suda erimez, özel boyalarla maviye boyanır. İnsan vücudunda toplam 3-4 g demir vardır. Bunun 2/3’sini hemoglobin, myoglobin ve demirli enzimler oluşturur, 1/3’ü ferritin ya da hemosiderin biçimde depolanır. Ferritin içeriğinde %23 oranında demir vardır, suda erir, özel boyalarla boyanmaz, mikroskopta görülemez. Karaciğerde ve kemik iliğinde depolanır. Demir birikmesi normalin üzerinde olursa, ferritin, içinde %36 demir bulunan hemosiderine dönüşür. Normal koşullarda karaciğer, dalak ve kemik iliğinde az miktarda hemosiderin vardır.
Vücuttaki total demir düzeyinin yükselmesi için, bağırsaklardaki demir emiliminin artması ya da çok sayıda kan transfüzyonu (hemofili, kalıtsal anemiler) gerekir. Besinlerdeki demir duodenumdan emilir (C vitamini demir emilimini kolaylaştırır). Total demir düzeyinin yükselmesi “hemosiderozis” olarak nitelenen tabloya neden olur; fazla demir doğal depoların yanı sıra deri, pankreas, kalp, böbrekler ve endokrin sistem hücrelerinde de birikir. Aşırı demir yüklenmelerinden çokça etkilene organlar pankreas, kalp ve karaciğerdir. Hemokromatoziste karaciğer kanseri riski yüksektir.
Dokulara hemosiderin birikmesine hemosiderozis (hemosiderosis) denir. 2 tür hemosiderozis vardır;
- Yerel hemosiderozis: Yerel kanama (ekimoz), kırmızı infarkt ve konjesyonda görülen yerel hemosiderin birikmesi.
- Sistemik hemosiderozis: Vücuttaki total demir düzeyinin yükselmesi sonucunda dokuların büyük bölümüne (deri, pankreas, kalp, karaciğer, böbrekler, endokrin sistem) hemosiderin birikmesiyle karakterize olgu